30 Temmuz 2008 Çarşamba

Bakış Açısı




Dün gece uzun süren ve hala bitirelemeyen valiz hazırlıklarından sonra gecenin bir körü film izleyesim tuttu.Uzun zamandır izlenmeyi bekleyen ve hatta unutulduğundan Doğa hanımın filmlerinin arasına karışmış olan Bakış Açısını buldum ve izledim.

Film bir suikastin 8 farklı gözden başa sarılıp sarılıp anlatılmasından ibaret.
Önce olayın herkes gibi izliyorsunuz, sonra korumaların,başkanın,ziyaretcilerin ve teröristlerin gözünden.Ve sonunda uzunca bir kaçma kovalama sahnesinden sonra sonlanıyor.

Filmde oynayanlardan ve konudan bir haber izlemeye başladığımdan sevgili dostumuz Jack'i (losttan tabii: ) ) görünce şaşırdım.Hayretler verici şekilde yine baştan iyi insan sonra bir numarası çıkıyor ve yine hazin sonla bitirdiği bir başka film.Bu adamcağızın tipindenmidir nedir bir başarıya ulaşamıyor hiçbir filmde hayret doğrusu:)
Bir de film boyunca 1-2 sahnede şaşırıp heyecanlandım onun dışında öyle uzun ve karışık takip sahneleri varki insana yeter artık yaaauuuvvv dedirtiyor bence.En azından bana dedirtti.

Filmin mesajı ise bir olayın göründüğü gibi olmayacağı ve herkesin aynı olaya nasılda farklı gözlerle bakabildiği.

Lüzümsuz kovalamacadan sıkılmazsanız izlenebilir bence.

Kesinlikle Farklıyız Çoook Farklıyız


Valiz hazırlarken


ERKEK: 3 şortu , 5 tişört , roll on , çamaşır ,plaj için terlik , şapka ,diş fırçası veee ........ hazır



KADIN: 7-8 şort , sayısız tişört , çamaşır, pijamalar, ayakkabılar, terlikler ,deodorant ,parfüm ,roll on ,incik boncuk ,krem ,etek ,elbise , pantolon ,şapka ,nemlendirici-kendi şampuanı, çanta ,ne olur ne olmaz ilaçları ,havlular veee.......... hala eksikler


Kesinlikle çok farklıyız : )


25 Temmuz 2008 Cuma

Sıcak Çok Sıcak


Şimdi Temmuzun sonlarındayız.Bu şehirde sıcak almış başını gitmiş.Sabahın erken saatlerinde bile tepeden baktığında garip bir bulut var evlerin üstünde nemden dolayı.


Eskiden böyle değildi bu şehir eskiden en fazla 15 gün, o da sadece akşama dek devam ederdi sıcak.Sonra Ankara'nın o meşhur rüzgarı çıkar İçanadolunun tamda göbeğinde olduğunu hatırlatırdı sana.


Son yıllarda sanıyorum artan su miktarı ile(göletler-havuzlar) nemde çok arttı ve malum küresel ısınmaylada bir sahil kenti olduk çıktık.


Özellikle son 1 haftadır havalar berbat.

Sıcak gecede devam edince gece uyuyamadım sıkıntısı herkeste var.

Gece uyunmayınca elbette gündüzde sersem sersem dolaşılıyor ortalıkta.Bir garip uyku vaziyeti.Sıcağın verdiği ezilmeyle karışıncada otobüste dolmuşta esen camın karşında başlıyor uyuklama.


Eskiden ,üniversite yıllarında oturduğumuz yerle şehir merkezi çok uzak olduğundan ,yazları daha çok karşılaşırdım otobüste oturduğu yerde uyuyanlara.Kimi kafasını biryere yaslar direkt geçerdi uyumaya.Kimide farketmeden uyur gider öne düşen kafasıyla komik komik etrafa bakardı uyuduğunu ve kasının düştüğünü gören oldumu diye.


Hatta bir keresinde votobüs virajı alırken 18-20 yaşlarında bir kızcağız düşüvermişti koltuktan.Uyurmuş meğerse de hızlı dönünce yerde buluvermiş kendini.

Geçenlerde erken çıktım işten.Cam kenarına oturdum yanıma genç bir çocuk oturudu.Muhtemelen birinci sınıflardan.Düştük yola.Hava sıcak, yolda kaza var, kapalı, dur- kalk gidiyoruz.Ben yine müzik dinlemeye geçtiğimden otobüsle alakayı kesmişim öyle kendi halimdeyim.Bir anda sol taraftan çantama doğru yaklaşan bir kafa farkettim .Benim tutmaya çalışmamla beraber uyandı.Ve uyanır uyanmaz hızla kızaran bir yüzle özür diledi.

Yalnız zannederim yolun daha sonrası onun için eziyet oldu.Belliki uykusu vardı ve bir daha uyumamaya kararlıydı.Uyumadı da ama ben inerken bile gözlerini zorlukla açık tutmaya çalıştığı belliydi.

24 Temmuz 2008 Perşembe

Sobe-Tesadüf

Daha yaşlandığımda nasıl bir insan olacağım hakkında sorduğu soruları yanıtlamamışken ben sevgili Kozam yeniden sormuş "Hayatınızdaki en büyük tesadüf " diye bana.
Düşündüm ciddi ciddi saatlerce nedir, nedir diye.
?????
Halen düşünürken, aslında hiçbirşeyin tesadüf olmadığına inandığımı, "aaa ne tesadüf" lerin sadece, beklemediğim bir yerlerde, beklemediğim birilerini görmekten ileri gitmediğini farkettim.
Aslında bence çok da güzel kurgulanmış bir filmde, kendi filmimizde başrolü oynarken, tesadüf diye tanımladığımız şeylerin, aslında zaten alnımızda yazılı olanların sadece bizi şaşırttığı anlar olduğuna karar verdim.
O nedenle başıma gelen en büyük tesadüf şudur diyemedim bir türlü.Bulamadım.
Belki en sevdiklerimle tanışmam hayatımın en güzel tesadüfüydü.Doğru yerde doğru zamanda olduğum için şanslıydım.
Oldumu bilemedim sevgili Kozam.Ama hayat bana herşeyi tesadüflerin sırtına yüklememeyi öğretti belkide.

20 Temmuz 2008 Pazar

Azap(Kelime Oyunları-Deniz)


"Yine akşam oldu ,haydi" dedi kendi kendine.Zaten uzun zamandır konuştuğu tek kişide yine kendisiydi.Kimbilir belki bir başka sesle konuşamayacak kadar uzak kalmıştı dünyadan.Tek amacı, tek gayesi, her akşam fenerin yanması ve gecenin karanlığında, denizin ortasında yol alanların yollarını bulabilmesi olmuştu.Belkide kendi yolunu bulamadığından böylesi onu mutlu ediyordu.Keşke zamnında onada doğru yolu gösteren birileri olsaydı.Ama keşke ne manasızdı...
Kırk kırkbeş yaşlarında, zayıf ,gür saçlarında kırlar, gözlüklü ve yorgundu Haydar.
Çok gençken yapmıştı hatasını.Daha onbeşinde bile yoktu belki."Al" dediler "al bunu git vur onu."
Geldiği yerde ne deniz vardı, ne martı.Hiç bilmezdi ,görmemişti.İlk defa, büyük görevini yerine getirmeden 2 gün önce görmüştü bu kocaman suyu.Dalgalı, rüzgarlı bir ege akşamında inmişti o yosun kokan sahil kasabasına.Keşke başka bir yerde görseydi denizi ilk ,keşke başka bir sebeple.Ama keşke ne manasızdı.
İki günde tamamlamıştı görevini.Yine bir deniz kenarında ellerini başlarının arasında sessizce ağlarken bulmuştu onu jandarma.
Sonra uzun bir süre ne deniz gördü ne de toprak.Ne özgürdü ne hafif.Yıllar sonra omzunda hatasının ağırlığı elinde küçücük bir valizle çıkarken mapustan, gitmek istediği tek yerin sadece iki gün gördüğü sadece iki gün kokusunu duyduğu deniz olduğunu farketti.
Dönmedi köyüne.
Asla onun kadar özgür olamyacağını bildiği denize koştu.
Her akşam yaktı fenerini, yolunu kaybedenlere yol gösterdi.Her akşam af diledi.Yorgunluğu bundandı...

Yaz Gribi


Aman diyim a dostlar kapı cam açık uyumayın ceryanda kalmayın dolmuşta otobüste oh ne güzel esiyor küfür küfür diyipte kendinizi rüzgarınönüne atmayın.
Annem hasta 2 kere serum aldı 1 kere oksijene bağlandı
Doğa hasta geçen akşam acillere zor attık kendimizi öksürmekten uyuyamadı.
Ben hasta hain öksürük takır takır bogazım ciğerlerim gögüs kafesim ağrıyor öksürmekten.
Yaz gribi valla kış gribinden kötüymüş...

Ne Ucuz



Şu yukarda görmüş olduğunuz köprünün ve elbette apartmanların yapımı son sürat devam ediyor.Kim bilir kaç işci gece gündüz demeden, sabahın 8 inde başlıyorlar çalışmaya gece saat 2 bilemediiz 2,5 lara kadar.
Bu gün köprünün üstünde işciler gördüm incecik blokların üstünde , henüz sadece kenar blokları ve ara geçiş kısımları tamam olan köprüde bir cambaz edasıyla rahatlıkla yürüyen hiçbir güvenlik önlemi olmadan öylece çalışan işcilerdi.
Bu kadar büyük bir firmada bu kadar büyük bir inşaat alanında böylesi bir tedbirsizlik insan hayatı bu ülkede ne ucuz dedirtti bana:(

10 Temmuz 2008 Perşembe

Geç de Olsa..




Soğuk bir kış günüydü.Karanlık, belki hava öğle vakitleriydi gerçi.Bir heyecan yaklaştım yanına.Kocaman kapkara gözlerle bakarken yüzüme uzattın elini "Merhaba"


Yürüken yanımda tutuverdim ellerini "bak çok soğuk ver ellerini cebime sokalım" biraz mahçup soktun elini cebime.


Simsiyah lüleleri olan saçların vardı.


O gün ilkdi ama son değil.


Kocaman güzel gözlerinle yüzüme bakarken çok sevdim seni...


Beraber büyüdük dimi sen ve ben.


Bazen ben ağladım omzunda bazen sen ağladın omzumda...


Kimseye söylenmemiş sırlarımızı paylaştık duvarları kaplı arka odada belkide yazlıkta küçük balkonda belkide terasta bir öğle sıcağında...


Art niyetsiz, çıkarsız ,kimliksiz sevdik birbirimizi.


Ben seni onun kardeşi yapmadım, sen de beni karısı...


O yüzden şimdi sen benim kardeşimsin, bende senin ablan.


Bugün en büyük hayalim bir gün akşam işten çıkıp sana gelmek veya bir telefonla bize gelecğinizi öğrenip hazırlıklar yapmak.


Bir gün olacağından eminim.


Bir gün yine konuşurken ya da müzik dinlerken omzumda kedi gibi uyuyakalacağından yada evimizde sesinin duyulacağından.


Bir gün aynı şehirde yine beraber olacağımızı biliyorum.


Bekliyorum o günü bekliyorum....


Seni çok seviyorum...

7 Temmuz 2008 Pazartesi

Hayat..


Tatil bitti yazısında kalakalmışım oysa sürekli yolda yürürken ,evde ,mutfakta ,yada Doğayı uyuturken "aaa şunu yazayım" diye düşünüp sonra ne düşündüğümü unutuyorum.Google reader bile paklamadı beni .okudum okudum, şunu yazayım -bunu diyeyim dedim yine bişeyler oldu yazamadım kalakaldım.

Perşembe işe dönene dek herşey pek güzeldi.İşe dönüp, odadan içeri girer girmez buranın beni neden sinir ettiğini hatırladım malesef.Ortalıkta analizi yapılmış numuneler,çalışma kağıtları,çekilmemiş bırakılmış bir sürü tüp : (

Oda yangın anında terk edilmiş izlenimi yaratıyordu ilk anda .İşe mi bakmalı ortalık mı toparlamalı bilmedim.Benden tek kurtuluşları burda olmamaları olabilirdi ki öyle oldu.Böylece her yeri toplamak zorunda kaldım.Ama geldiklerinde (ki sanırım haftaya dönüyorlar)ciddi bir konuşma yapmam gerekecek bir SS subayı olarak.Zira tatil dönüşü kimsenin arkasını toparlamak hoş olmuyor:ben giderken öylemi bırakıyorum ki öyle buluyorum gggıııırrrrr çok kızgınım.

Perşembeden bu yana nefes almadan çalışıyorum desem yalan olmaz.İş yoğunluğu hep istediğim bişey olduğundan mutsuz değilim aksine radyoyuda açıyorum ohh değmeyin keyfime.

Bu yoğunluğun yine geçici olduğunu biliyorum.Zira yaz sezonu olduğundan herkes yavaş yavaş tatile çıkıyor kimsenin deneyle falan uğraştığı yok.Yakında yine sıkılmaya başlayacağım anlaşılan.

Tatil programları yapmaya çalışıyoruz bu aralar.Fethiye acayip gündemde.Daha önce hiç gitmediğimiz için özellikle orda takılı kaldık ama zamanı konusunda kararsızız.Ayrıca Fethiyeyi bilen, giden ,tavsiyesi olan ,varsa dikkat kesilir dinlerim.


Dün balkonda ikinci veya üçüncü kez misafir ağırladık.Bir ortaokul arkadaşım bizi ziyarete geldi.Çok mutlu oldum.Resimlere baktık,anılar çıktı geldi yerlerinden,unuttuklarımızı hatırladık güldük,anlattık konuştuk konuştuk.....

Geçen yıllara rağmen insanın bir arkadaşıyla kaldığı yerden devam edebilmesi ne güzel : )

Bazen olmuyor işte ne kadar samimi olunsada yıllar sonra aynı ritim yakalanamıyor .Yıllar sonra bir heves arayıp bulduğunuz kişi aynı kişi olamayabiliyor malesef.Bunu görmekte çok üzücü olabiliyor tabii.Napalım hayat...

2 Temmuz 2008 Çarşamba

Dönüş : (

Üff ya her güzel şey neden bu kadar çabuk bitiyor ??Sanki tatile çıkıyorum yaşasın naraları attığım o gün bu gün gibi.Öyleyse eğer aradaki günlere ne oldu.?? : ((

*Tatil boyunca sabahları sadece iki kez 7.45 civarlarında kalktım ki çok uyumuşum anlamına geliyor..

*Bütün günler boyunca kuzuyla bol bol oyun oynayıp, boğuştuk.Kendi kendimize oyunlar icat ettik,sarkılar yazdık.

*Kızım büyümüş kocamaaan bir abla olmuş ben işe giderken, onu farketttim.Acı ama, zaman gerçekten su gibi akıyor.Bir gün büyüyüp gerçekten giderse naparız:( (Hemen bir tane daha mı doğurmalı acaba en azından 3 sene de onunla idare ederiz;) )

*Evde her işte yardım etti bana.Hatta çamaşır asarken "sen zahmet etme ben asarım" dedi ki bu bittiğim andır:)


*Doğayla dışarı çıkmak sokaklarda gezmek hatta arabaya atıp dolaşmak gibi hayallerim vardı yapamadım.Çünkü sokaktan içeri girmek istemeyen Doğa hanımı dışarı çıkarmak mümkün olmadı.Ne zaman bu teklifle kendisine gitsem "yok yooook oynayalım" diye karşılık verdi.

*Anne kız 2 gün misafir ağırladık.Ohhh valla gün gibi çok keyifli oldu.Kuzumda hiç zorluk çıkarmadı:)

*Kolum iyi allaha şükür.İkinci gün ilk günün üstüne birde Doğayı kucağıma alınca oldukça ağrı yaptı ama şimdi bişiyim kalmadı.

*Ananne ve dede döndü.(Hatta pazartesi döndüler).Süpriz yapıp karşıladık.Terminalde hepsinin halini görmeliydiniz.Sanki yüzyıllardır görüşmüyorlar gibilerdi : ) .Hatta Doğa oldukça özlemiş dünden bu yana zaman zaman ananneyi özledim gelsin bize tutturuyor..Hayırlısıyla yarın buluşacaklar: )

*İş hayatına başladığım günden bu yana ilk defa bu sene 20 gün tatili olan biri olarak ben çok mutlu oldum bu işe.Küçük bir hesapla daha 13 günüm var demektir ki zaten evvelden hep 14 gün iznim olurdu.Sanki bu sene havadan tatil yapmışım gibi geldi: )

*İçimde buruk bir his var aslında.Yarın sabah bırakıp işe dönecek olmak çok kötü bir duygu ama şartlar işte.Bir haftadır sormuyordu kuzum anne iş yok diye yarın o da kötü olacak galiba : (

*İtiraf ediyorum pek kimseyi okuyamadım.Çünkü Doğa hanım uyanıkken bir iki kere teşebbüs ettim."Ben yapiyiim" diye yanımda bitti.Vazgeçtim.O uyuyunca da yemek ,çamaşır,ütü ve bilumum diğer ilerle uğraşınca, akşamda zaten yorulunca olmadı.Yaşasın Google Reader da ordan bakacağız artık : )


*Uzun lafın kısası yorucu ama dünyanın belkide başka hiçbir şeyine değişilmeyecek bir tatil yaptım.Kuzumla sarıldım,boğuştum,oynadım,güldüm.Kaçırdıklarımı yakalamaya çalıştım,arayı kapatmaya, doymaya, doyurmaya çalıştım. Ve... bitti....