28 Aralık 2009 Pazartesi

Tabiat Kaçar ;)



Yarın sabah başlıyor yolculuk.Bir aksilik olmazsa öğlen orada olacağım :)

Şimdiden herkesin yeni yılı kutlu olsun :)

Not:Başlık Behlül'ü hatırlatıyor farkındayım ,ama olsun çooook mutluyum ve eğleniyorum işte kendi kendime.İdare ediverin artık beni ;)

23 Aralık 2009 Çarşamba

Gidiyorum :)

Saya saya 40'a düşürdük toplamda sayıları.Bir es vermenin vakti geldi de geçti bile bu hasrete.Sonrasında ise......allah büyüktür.Geçen günler, geçmesi beklenenlerin teminatı olsun :)


Bugün saydım 5 gün sonra hasrete kısa bir mola var :)


en sevdiğim

22 Aralık 2009 Salı

UYU-MAYALIM

ninni ninni ...tık

21 Aralık 2009 Pazartesi

Hakkı Bey ve Lülüş Hanım

Dile kolay 60 yıl.
60 yıl birlikte nefes aldığın,güldüğün,ağladığın,sevdiğin,kızdığın,emek verdiğin,emek gördüğün birinin birden bire yıldız olup kayması.
"Sopa gibi kalmamak" mümkün mü :(

18 Aralık 2009 Cuma

Fobi



Dün akşam gördüm gazetede.Çok üzüldüm.


Şimdi üzülecek başka şey kalmadıda bunamı üzüldün diye düşünebilirsiniz.Haklısınızda ,napalım üzüldüm ,zira damdan düşenin halinden ancak damdan düşen anlar.


Yıllar evvel ilk evimizde otururken ve komşuluklar şimdikiyle hiç de öyle kıyaslanmazken,yani komşu teyzeler anne yarısı ,komşu çocukları kardeş gibiyken, iki yüzünde balkonları birbirine bakan bir apartmanda oturuyorduk biz.


İki apartmanın çocuklarının arasında benim yaşıtlarım hep erkek çocuklardı ve ben büyük ablalarla oynayamadığım zamanlarda hep onlarla oynardım.


Onlarında bundan pek şikayeti yoktu......Biri hariç.Alt komşumuzun oğlu M. Saolsun beni hiç sevmezdi ve ne zaman bir arada oynasak hemen diklenirdi "bizimle oynamasın o kız " diye. Çoğunluk oynasın deyince sesi çıkmaz kabul ederdi, ama sinirde olurdu bana :)




Çocuk aklı o zamanlar benden intikam almayı kafasına koymuş olacak ki ne zaman nerde sıkıştırsa beni ya üstüme ,aynen haberdeki gibi kedi fırlatır, ya da benim göremeyeceğim yerlere(mesela apartmana benden evvel girip apartmandan dışarı doğru) saklanıp kedi gibi miyavlardı.


O zavallı kedilerde, son sürat havada uçunca tırnaklarını çıkarıp bir yapışırlardı ki öyle böyle değil.Ne kadar sallanırsam sallanayım, mümkün değil düşmezdi üstümden.Birileri yardım etmeden kurtulamazdım.Annesinden yediği dayaklar bile vazgeçirememişti M'i bu huyundan :)




İşte ben o günlerden bu yana kedilere hiç yaklaşamam.Değil yaklaşmak seslerine bile acayip duyarlıyımdır .Metrelerce uzaktan duyabilirim ve hemen istemsizce tepki veririm.


Kocaman köpekler bile beni bir yavru kedi kadar korkutamaz.




O yüzden üzüldüm işte.O zavallı kızın yaşadığı korkuyu yaşadığım ve bildiğim için.


Yıllar sonra eşiyle çok iyi anlaştığım ve oğlunu çok sevdiğim M'inde kulakları çınlamıştır sanırım :)




Not:Bu arada kedileri gerçekten severim.Korkarım ! ama severim.Hallerini,tavırlarını, o kimseye minnet etmeyişlerini...Güzel hayvanlardır.Yaklaşamam o ayrı.Ama sanırım yakın dostlarının "Kedi" diye çağırdığı bir eşim olmasıda hayatın bana küçük bir şakası :)

Saygıyla


Tık

12 Aralık 2009 Cumartesi

Bugün Buram Buram Nostalji Kokuyor Bizim Ev :)


Eskiden yoktu ki televizyon.Sık sık da elektrikler kesilirdi.Hele kış akşamları bir anda gidiverince elektrik, çıtır çıtır yanan sobanın etrafında, gaz lambası ışığında oyalanacak şeyler bulurduk.Bugün biz önce mutfağa girdik üç nesil kız.Şunları yaptık el birliğiyle sonrada o eski günlerin en neşeli eğlencesini yadettik. "Şarkı yarışması"

Ananne, anne ve torun.Herkes bildiklerini söyledi.Doğa çok eğlendi.Annem hüzünlendi ben anannemi özledim.

En çok da ben küçükken söylediği şu türküyü söylemesini.


Yağan yağmurla hüzünlendik,güldük eskilere daldık.


Şarkı yarışması :)

5 Aralık 2009 Cumartesi

Kanat


İranlı Bir Şair diyorki; Aşk'a Uçarsan Kanadın Yanar .. Bunun Üzerine Mevlana diyorki; Aşk'a Uçmazsan Kanat Neye Yarar...?

3 Aralık 2009 Perşembe

59

Bugün garip başladı güzel geçti.Sabah Doğa okula gitmemek için yine binbir naz niyaz edince kapıdan çıkmakta oldukça zorlandık.Servisi kaçırmamak adına az yüksek volumle söylediğim "hadi Doğa çabuk ol" sözü bana "keşke annem olmasaydın" olarak geri döndü.Neden iki numara olduğum anlaşıldı böylece:(
Neyseki küskünlüğü uzun sürmedi ve okula da koşa koşa gitti.Tıpkı deniz gibi, bir an sakin bir an dalgalı, anı anını tutmuyor böylemi olur akrep burcu yoksa hala klasik 2-3-4-5-....... yaş sendromları devam ediyor.
Babamızı çok özledik.Başlıktanda anlaşılacağı üzre 59 günümüz var hala.Mümkün oldukça(Doğa uyumamışsa ve babamızın internet sorunu yoksa) hergün görüşüyorlar.Bu görüşmeler bazen aşk dolu geçerken bazende konuşmayacağım ben diye kesirip atmakla bitiyor.Ama en son geçen akşam ekranın önünde deli gibi ağlarken bir taraftanda çok özledim ben seni diye bağırıyordu :((
Eğer mümkün olursa yılbaşında İspanyada olmayı planlıyorum henüz turlarda bir netleşme yok.Olunca uzun uzun yazacağım sanırım.Bakalım bana şans dileyin de gönlümce olsun bari:)
Yarın Doğayla yılbaşı ağacı almayı planlıyoruz.Her ne kadar yılbaşı ağacı bazı insanların pek hoşlanmadı birşey olsada ben çok seviyorum.İçime sevinç doluyor ve neşelenmek neden kötü olsunki değilmi.Üstüne renkli toplar yıldızlar ve kar spreyi almayıda planladık.Bakalım bizim işimiz belli olmaz ışık top yıldız derken bir sürü şey alma olasılığımız yüksek :) Belki sonra resimler sizede gösteririz.
Doğa bu sene Esyn ablası sayesinde erkenden Noel anne oldu bile.Yanıp sönen kocaman kırmızı bir şapkası var artık ve keyifle tüm ışıkları kapatıp onunla geziyor :)
Aslında günü yazmayı planlamıştım ama her anne gibi çocuğumdan laf açılınca toparlayamıyorum bir türlü mevzuu ister istemez onda kalıyor :)
Neyse bugün sevgili Koza ve Esyn ile izlediğimiz filmi de yarın yazayım bari :)
Birde Sardunyanın yazdığı minik "YAĞMUR" varki dünden beri aklımdan çıkmıyor.Resmini bile görmedim ama öylece gözümün önünde sanki.Hala içimden ağlamak geliyor.İnsanına değer vermeyen bir ülkede yaşadığım için çok mutsuzum.