Elindeki adrese tekrar baktı ,birde yol kenarında kalakalmış sokak adı yazan tabelaya.Evet doğru yerdeydi ama yinede olmazdı, olamazdı burası değildi ki hatırladığı
"Yaa, sokak adı aynı ama, başka bir yer olmasın burası değil gibi" dedi taksi şöförüne.
"Yok hanımabla burası olmazmı hiç yıllardır bu şehirde şöförlük yaparım aradığın yer burası"
Çantasından siyah rugan cüzdanını çıkarttı "ne kadar" diye sordu şöföre.
"46 lira"
Uzattı parayı, üstünü beklemedi bile."Hayırlı işler" deyip kapattı taksinin kapısını ,sonrada neden bilmeden elini vurdu taksinin tavanına iki üç kez.
Arkasını döndü yürümeye başladı sokakta.Sağlı sollu yüksek binaların olduğu arabaların tek yön ilerlediği sokakta.Büyük kiremit rengi üstünde garip kilim desenleri olan çirkin bir binanın önüne geldiğinde gidemedi.Baktı...Siyah-beyaz bir film karesinde bisikletten düşen ve dizlerini kanatan o küçük kızı gördü.Karşı evin önünde oturan ,çay içip komşularla sohbet eden annesine koşan kızı...Ayşe teyzenin evine döndü bir umut.Yoktu..Penceresinden sarmaşıklar sarkan tahta evin yerine tüm görebildiği 4 katlı gri bir bina oldu.Oysa o pencere önünde oturup sokağa baktığı top peşinde koşan abisini izlediği o an sanki biraz evveldi.Sokağın sonundaki yokuşa geldi.Ucu abisinin okuluna uzanan her sabah her akşam gittiği geldiği bıkmadan abisini beklediği yokuşa.Bir apartmanın merdivenine oturdu.
Cebinden bir resim çıkardı.Babasını görmeyeli uzun zaman olmuştu.Annesinin vefatından sonra ona hiç vermediği o resmi alıp almamakta çok düşünmüştü.Onu affedebilirmiydi.Buralara gelmek bu anları yeniden yaşamak onu affettirebilirmiydi.Öldüğünü bilmek bir insanın affedilişini kolaylaştırırmıydı..Bilemedi.
Sadece bekledi yıllar evvel köşe başında abisinin okuldan dönmesini bekleyen onu görünce sevinen o küçük kız gibi bekledi.Gelirmiydi abisi.Belki gelseydi affetmek daha kolay olurdu babasını.Abisini onlardan koparan, alıp uzaklara götüren,annesini suskunlaştıran ve en son kapanan araba kapısından ,şimdi köşeden dönerler ,diye umut ederek, hala rüyalarında gördüğü bu sokaktan ayrılana dek beklediği babasını.
Son kez açtı çantasını kenarları işli bembeyaz bir mendil çıkardı.Gözyaşlarını sildi.Nerde olursa olsun birgün bu yokuştan geleceğini bildiği abisini beklemek üzere kalbindeki küçük kızı oraya bıraktı..Taksiye binmeden evvel son kez döndü baktı hiç istemeden ayrıldığı sokağına.Siyah beyaz bir resim karesinde gördü Ayşe teyzenin evini,koşup oynadığı arsayı ve sokağın sonunda abisine kavuşan o küçük kızı
Öykü Atölyesi fotografın dili çalışmasının 3. resmi için yazılmış yada yazılmaya çalışılmış bir öyküdür efendim...
17 yorum:
:) Senin şu Ayşe Teyzen de meşhur heralde benimkiler gibi. En çok Ayşe teyzem olmuştur bugüne kadar. Ne çok kullanılan bir ad :))
Yazın da çok güzel olmuş yine, çok dokunaklı. gönlü mazide kalan, bir yandan da büyümek zorunda alan bu kız çok tanıdık geldi bana nedense. Gelen günlerin eskileri aratmaması dileğiyle,
Kocaman öpüyorum.
Tabiatcım, çok duygulu hüzünlü bir öykü olmuş çok derinlere hitab eden bir hayattan kesit, eline sağlık. Sevgiler
ÇOk güzel bir yazı olmuş,tane tane dökülmüş düm duygular kalemine..Büyüklerin hep çocukluğunu geçirdikleri yerleri anlatışı geldi yaşları ilerlediği vakitte..Demek ki bu tarz bir şey onlar için.Yüreğine sağlık,okumak zevkti
Bazen hiç büyümeseydik hep öyle kalabilseydik ne iyi olurdu.
çok hüzünlendirdin beni.
Yüreğine sağlık
Sevgiler...
Çocukken yaşanan ve hala özlenenleri bir bir anlatmışsın,Çokta güzel bir yazı çıkmış ortaya.Detaylarda tamamlamış öyküyü.Kalemine sağlık ..
Bir fotoğrafa baktım, bir de yazdığın öyküye. Gerçekten de çok güzel olmuş. Fotoğrafla bütünleşmiş sanki hikayen...
Tebrikler, kalemine sağlık...
çok dokundu bana bu yazın bir bilsen...okurken diken diken oldu tüylerim...Sanki o küçük kız benim de yıllardır göremediğim abimi görme umudu ile orada beklermişim gibi hissettim....Zaten nedendir bilinmez hep kıyılarında dolaşıyorum çocukluğumun...Kalemine sağlık arkadaşım...
sevgili çınar,
bi tanecik ayşe teyzem oldu ama tanısan yersin valla.İnanılmaz sevimli ve komiktir.Söyler söyler güler, komik hikayeler anlatır:))
aslında şimdi düşündümde o anlatılmaz yaşanır :))
sevgili yy,
hani koza demişya yıldızlı pekiyi almış gibi oluyorum diye şimdi aynı şeyi söylesem acaba bu taklidemi girer:))
sevgili aylin,
galiba büyüdükçe insan aslında yaşadığı en güzel günlerin yaşarken hiçde farkına varmadığı çocukluk zamanları olduğunu anlıyor.Hele birde böyle bir acı varsa insan kaybetmediği zamanlara dönmeyi daha çok istermiş gibi geliyor bana..
sevgilerimle..
ah sevgili yaşamın kıyısında keşke diyebiliyorum ama hain zaman işte
:((
bu arada yazınızdan çok etkilendim sanki bu hikayenın diğer gözü gibi geldi okurken ellerinize sağlık:)
sevgiler..
sevgili ilham perisi,
yazarken aslında özellikle detayları yazmaya çalışıyorum çok kalabalık yapıyormu bilemiyorum tabi ben okurken normal geliyor ama??
güzel bir deneme olduysa ve beğendiyseniz sevindim:)
sevgili ebruli,
çok teşekkür ederim:)
sevgili tubikko,
eğer yazım o hissi hissettirebildiyse ne mutlu bana..
canim kuzum
bugun ikinci kez okuyabildim yazini.
cuma gunu bir kez okuyabilmistim ve aha kapandi fotografin dili galiba bunun ustune bisey yazilamaz tabiatim cuk oturtmus dedim.Lakin yorum yazabilmek icin ikinci kez okumayi bekledim.
Ben bayildim ,matruskalar gibi surprizli olmus ; icinden yeni mekanlar ,buyumus ve gitmis insanlar cikmis.
Bunca seneye ragmen hala sasirtiyorsun ya beni, ellerin dert gormesin hisli kuzum benim
Çocuk yüreklere inceden inceye dokunan, çok güzel bir öykü. Ellerine sağlık canım.
amannııın incegülüm,
ay ben ne şaşkınım yorumunu yayınladım ama sankı nıyeyse kelime oyunları için yazmışsın hissiyle gittim oraya baktım bulamayıncada pek üzüldüm noldu diye(şaşkın kafalı tabiat) bide cevap yazdım oraya:)))
hay allah ama teşekkür ederim canım beğenmeniz beni heveslendiriyor:))
Yorum Gönder