17 Temmuz 2009 Cuma

Veeeee



Tatil!!!!!Yaşasın! yupii ve hurra.... ;)

Yakında görüşürüz.Hepinize sevgiler....

14 Temmuz 2009 Salı

Women of Anatolia

Keşke gidebilseydim ve yine keşke seyredebilseydim onu bir kez daha sahnede.
O çoşkusunu, o yıllardır tanıdığım kız olmaktan çıkıp, tanımadığım onlarca kadına dönüşmesini ve keşke yine oyuna dalıp gitmişken bir anda yine içimden bir coşku kabarsaydı .....
Nasıl zor yollardan geçtiğini ,nasıl tam bir akrep inadıyla girdiği yoldan dönmeyişini , uzun uzun anlatabilseydim keşke.
"Başak" onu unutmayın ilerde bu güzelliği, bu yeteneği çok göreceksiniz.
Hakediyor...Çok daha fazlasını da hakediyor.Güzel kalbi ve koca koca gözleriyle inancın ve azmin elinden hiçbirşey kurtulmayacağını gösteriyor sanki.
Yolları açık olsun.Bol şanslar.

13 Temmuz 2009 Pazartesi

Neden ki??

Dün akşam market sırasına girmiş beklerken yan tarafımızdaki kasada 3 tane bayanda bizimle beraber bekliyordu.Kızlardan birisi
K1:Aaaa sakız alacaktık dedi ve bizim diğer tarafımızdaki sakız reyonuna yöneldi.Sakızları aramaya başladı
K2:"F..alı..m al" dedi.
K1: "Hayır onu alamayız biliyorsun ki " dedi
K2: "Neden alamıyoruz ki " diye sorunca tam cevap verecekti ki sustu.
Bu sırada üçüncü kız şöyle dedi:
K3: "Ü..lker al Ülk...er "
K1 :"Baktım ama göremiyorum" dedi.Uzun aramalar sonunda gördü ve bir avuç dolusu sakızı alıp sıraya geri girdi.
Bu ayrımcılığın sebebi neydi bilemiyorum ama ayırım yapan kızcağızın A.did.as ayakkabıları çok güzeldi ben ona takılmışım....

8 Temmuz 2009 Çarşamba

Yoga-1964


1964 den bahsediyordu babannem.Bundan tam 45 yıl, Cumhuriyetin kuruluşundan 41 yıl sonradan ,yani belkide tüm Cumhuriyet tarihinin tam ortasından.
Konu nerden mi açıldı.Babannem "yine zayıflamışsın niye yemiyorsun kızım" diye başladı.Kedi de hemen verdi sırrımı "spora gidiyor babanne."
"Nasıl spor" diye sordu ve anlatmaya başladı."Ben de gitmiştim gençken, iyi olur."
"Nasıl yani" diye sordum "aerobiğemi gittin sen ?"
"Yok yoook" dedi "Yogomu ne adını unuttum ya şimdi ona gitmiştim.
Şöyle yapıyorduk böyle nefes alıyorduk" diye anlattı ki ağzım açık kalakaldım.Nedense birden soruverdim."Babanne o zaman yoga biliniyormuydu yahu??"(e herhalde bu nasıl soruysa artık)
Tabi dedi dedem yogada biliniyordu,sinemada tiyatroda.Şimdiden daha moderndi kızım o zaman hayat.
Dedem Köy Enstitüsü mezunu bir emekli öğretmen.Hemen hemen her konuda bir fikri bir yorumu vardır.Çünkü eğitimini almıştır.Tarımdan hayvancılığa,basit ilkyardım konularından, tarihe .
Anlatmaya başladı.Evet dedi.O zaman şimdiki gibi değildi herşey.Her ay sinemaya tiyatroya giderdik.Sanata değer verilirdi.Moderndik belkide şimdikenden çok daha fazla.
Bir o zamanı düşündüm bir de şimdiyi.Tek bir örnekdi belki, belki de yetmezdi kıyaslamak için ama ne olursa olsun haklıydı ,mutlaka bizden çok daha modernlerdi.
Zaman ileri giderken biz geriye mi gitmiştik ne ???

7 Temmuz 2009 Salı

Aferin :)

Tek çocuk olarak büyüyen ben, 6 yaşından beri yaprak dolması saran ,sabah kalkıp , "dur bu sabah kahvaltıda bir değişiklik olsun" diye su böreği açan, eline aldığı her işi en kısa sürede bitiren,yerinde duramayan ve her " anne gel azcık oturalım" dediğimde dur şunuda yapayım geliyorum diyen atom karınca bir anneye sahibim.Dolayısıyla ,evlenmeden evvel ne kendi başıma bir yemek yapmışlığım ne kendi aklıma gelip ev süpürmüşlüğüm vardır.(Yazının bu kısmında utanıyorum, beni örnek almayın, kötü örnek örnek değildir)
Dolayısıyla evlendikten sonra, her yemek yapma vakti bir elimde telefon, diğer elimde kalem kağıt sürekli not alan birisi oldum.
Şükür geçenlerde evliliğimiz 7.yılını bitirdi.Bu süre içinde yemek yapmayı da ,temizlik vaktinin geldiğini de, kimsecikler söylemeden anlayacak kadar geliştirdim kendimi :P
Hatta, pasta börek konusunda anacığıma örnekler verecek, onu şaşırtacak kadar iyi olduğum bile söylenebilir.
Ve yine hatta, "dur bir değişiklik olsun" diye mantı açmışlığımda.(Su böreğine henüz gelemedim o kısım henüz boyumu aşar)
Ama dün akşam öyle bişey oldu ki, bunu yazmasam buraya not etmesem olmazdı.
Annem dün akşam yemeklerimin çok güzel olduğunu ve bayıla bayıla yediğini söyledi.Yok öyle övmekle alakalı değil(iyi sıkıştırdım eminim).Gerçekten çok beğendiğini ve tadlarının çok iyi olduğunu söyledi.
Annemi bilenler bilir yemek deyince gerçekten eline su dökeni görmedim şimdiye dek(en büyük teyzem hariç). Anne yemeği ne de olsa :)
Bu yüzden dün akşam söyledikleri benim için buraya yazılmalıydı.
Afferin bana hihi :)

6 Temmuz 2009 Pazartesi

Sahtekar

Christine oğluyla birlikte yaşayan yalnız bir annedir.Bir hafta sonu aniden işten çağrılır ve istemeyerekde olsa oğlunu evde yalnız bırakarak işe gider.Döndüğünde oğlu yoktur.Hemen polisi arar ancak polis 24 saat geçmeden çocuk kaybolması vakalarıyla ilgilenmediklerini söyler.Heryeri arar ama oğlunu bulamaz.

Ertesi gün polisler oğlunu aramaya başlarlar ta ki bir gün polis departmanından bir görevli gelip oğlunu buldukları haberini verene dek.

Christine bir ümitle istasyona koşar ancak getirilen çocuk kendi oğlu değildir.

Fakat kamuoyunda çok ilgi gören bu kaçırılma olayını kendine bir başarı gibi döndürmeye niyetli olan polis teşkilatı Christine'nin çocuğu alıp evine gitmesini sağlar.




Christine şaşırmış durumdadır.Önce kendinden şüphe eder.Ancak çocuk polislerin ve kendisininde iddia ettiği gibi oğlu olamayacağı aslında oldukça açıktır.


Ancak ne çocuk ne de polis teşkilatı ortada bir hata olduğunu kabul etmektedir.Bu durumda Christine yapacak tek şey kalır.Araması durdurulan oğlu için mücadeleye devam etmek.Bu konuda kendine destek olanlarla birlikte elbette.


Ancak bu kolay olmayacaktır.Çünkü karşısında dilediği gibi davranmaya alışmış,kuralsız kanunsuz bir teşkilat vardır.Ve Christie erkek egemen bir dünyada cesurca yılmadan savaşına devam eden bir kadındır, bir annedir.


Filmin en etkileyici tarafı konusundan çok gerçek hayat hikayesinden alınmış olması.İzlerken çoğu zaman öfkeme yenik düştüğümü söylemek zorundayım.Oldukça uzun bir film olmasına rağmen nasıl akıp geçtiğini anlayamıyorsunuz.

Bir anne olarak verdiği mücadeleye hayran olmamak mümkün değil bir kere.


Filmi çok beğendim.Gerçektende.

Aklımda kalan bir çok sahnesinin yanısıra sanırım "bir kavgayı asla başlatan olma ama bitiren sen ol" fikri unutamayacağım bir söz olarak hafızama kazındı.

Sonuç olarak mutlaka izleyin derim.Fragmanı için tık

2 Temmuz 2009 Perşembe

Issızlığın Ortasında


Bir düş gördüm geçenlerde

Görmez olsaydım ah olsaydım

İçime şeytan girdi sandım

Keşke hiç uyumasaydım

Birdenbire

Ateş ve duman

Feryad-ı figan

Sanki elele

Geliyor habire

Üstümüze, üstümüze

Canlar, sazlar

Kan oldular

Kesildi teller

Durdu nefesler

Ama hala

Dimdik ayakta

Ayaktalar

Çığlık kalleş

Sessizlik mi dost

Ateş ve duman

Hain düşman

Issızlığın ortasında
Bir insanın bir başka insanı öldürebilmesine,hele de bunu dindar olması ve dini koruması adı altında yapmasına hiç bir zaman anlam veremedim.Böylesi güzel, böylesi hümanist bir dini nasıl buna alet ederler??? Camiden çıkıp insanları öldürmeye gitmek nasıl bir insanın ruh halidir ?? Cahillik böyle bişeymidir??? Nedir ki bu??? İnsanlıkla alakası varmıdır??
Orada öldürülen insanların dini inançları, ateist olup olmaması ya da mezhebi beni hiç ilgilendirmiyor.
Yattıkları yerde huzurlu olsunlar.
Ve vicdan, varsa eğer, bazılarının yakasını bırakmasın.

1 Temmuz 2009 Çarşamba

Bugünlerde Ben


Günler hızlı hızlı geçip gidiveriyor.

Doğa bu aralar babanne ve dedeyle beraber ve yine bu aralar acayip dillendi.Hem espri yapıyor hem büyük insan pozlarında, bazen düşünüyorum içine bişeymi kaçtı diye.O derece yani :)

Geçen haftasonu halamız geldi oh keyfimiz yerindeydi.Benimde tabii;)

Herkes tatile inat bir çalışıyor bir çalışıyor numuneleri üst üste koysam kocaman bir kule olur.Son vites bitirmeye çalışıyoruz.

Spora devam Rapor veriyorum; diyette sanırım 1,5 ay sona erdi toplamda 5 kilo verdim.Yaşasın.Durmak yok yola devam...

Oda arkadaşım haftaya izne çıkıyor 2 hafta yok:( Eski yalnız günlerime azcık dönüş yapacağım sanırım.

2hafta sonrada yani o geldiğindede ben gitmiş olacağım.Dolayısıyla toplamda 1 ay birbirimizi görmeyeceğiz.

Bu sene Temmuz ayını takvimlerden silmişim.Ha bire Ağustosta olduğumuzu düşünerek öyle konuşuyorum tarihe öyle bakıp ayarlamaları öyle yapıyorum hatta bir arkadaşımın doğum gününü bile kutladım sırf Ağustosta olduğumuzu düşünüp.Sanırım sıcak yaramıyor :P

Google reader şu an itibariyle 200 gösteriyor.Hepsini tek tek okuyasım var hep başlıyorum bir yerden sonra bişey çıkıyor kalıyor ben geri dönebildiğimde okuyup bitirdiklerim yine yazmış oluyorki bir türlü belli bir yerin altına geçemedim.(uzun cümle oldu )Sırf bu yüzden bazen yorum bırakamıyorum çünkü ben okuyup yorum yazana kadar zaten 2-3 gün geçmiş oluyor.Ama herkesten bir şekilde haberdarım.

Tatile gideyim istiyorum hemde şimdi evet evet hemen şimdi.

"Yolda" dinliyorum.Gerçi daha öncede söylemiştim ama herkese tavsiye ederim çok tatlılar :)


Herkese sevgiler...