27 Şubat 2009 Cuma

Çocuk

Doğa kadar vardı ya da yoktu çocuk.Annesiyle beraber gelmiş bekliyordu koridorda isminin söylenmesini.Sıkıldığı her halinden belli ortalarda dolaşıp duruyordu.Koşuyor, hopluyor, soruyor, konuşuyor, bir dakika olsun bırakmıyordu annesini.

Birazdan kapılardan biri açıldı yaşlıca bir kadının elini tutmuş ondan biraz daha genç bir başka kadın çıktı odadan .Önce nazikce elinden tuttuğu kadını oturtu bir koltuğa sonra plastik bir poşetin içinden çıkardığı örtüyle, yaşlı kadının düzelttiği saçlarını örttü,yanaklarını okşadı.

-Bekle beni burda

dedi ve az ilerdeki yüksek masaya gitti.

O gittikten sonra az evvelki çocuk geldi yaşlı kadının yanına, sorular sormaya, konuşmaya başladı.Yaşlı kadın bazılarına cevap verdi bazılarını kendi sorularıyla yanıtladı.
Az evvel giden kadın geri döndüğünde önce gülümsedi çocuğa ve

-Hadi anacığım gidiyoruz

dedi.
Önce paltosunu giydirdi bir çocuğa giydirir gibi.
Çocuk şaşırdı.

-Neden sen giydiriyorsun onun üstünü?

diye sordu.

-Çünkü o benim annem

dedi kadın.

-Ben büyüyene dek o beni giydirdi şimdi sıra bende.İlerde sende büyüynce annenin üstünü sen giydir olurmu

dedi ve sonra eğilerek yanağını okşadı.
Arka taraftan çocuğun hiç rahat vermediği annesi;

-İnşallah

dedi iç geçirerek ve gülümseyerek.
Çocuksa bir an düşündü gözlerini yukarı doğru kaldırdı ve dudaklarını bükerek;

-Bakarız

dedi.
Sadece....





24 Şubat 2009 Salı

Toprak


İlerde birgün oğlun olursa adını "Toprak" koy dedi bugün birisi :) Karlar altında yürürken öylece, aklına gelmiş :))

Doğa-Toprak-Tabiat olacakmışız Aklımda bulunsun ;)

23 Şubat 2009 Pazartesi

Buluşma-2



Sevgili Serap ve Evvel Zaman İçinde'nin öncülüğü ile organize edilen Kitap Hediye etme organizasyonuna zevkle ve merakla katıldım.


İlk defa böyle bloglar arası bir organizasyona dahil olmak,yeni bloglar görmek,yeni arkadaşalarla tanışmak ve en güzeli okuduğunuz okurken sizi mutlu eden düşündüren kızdıran ama eninde sonunda zevk aldığınız bir kitabı ise hiç tanımadığınız birisiyle paylaşmak çok heyecan verici idi.


Sıralamada ne güzel tesadüf ki bana kitap hediye edecek olan arkadaşımla ona kitap hediye edecek olan arkadaşımız aynı şehirden çıktık.

Ve bu fırsatı kaçırmak istemedik elbette.


Sevgili Mehtap organizasyonu gerçekleştirdi saolsun.

Ayrıca bir hafta kadar beni ve işlerimin yoluna girmesini beklediler ve bensiz organizasyon yapmadılar :) burdan tekrar Neva'nın annesine ve Mehtap'a teşekkür ederim.


Daha önce yazdığım gibi, aslında ayarlanmış şeylerin şaşması sonucu oldukça koşturmacalı geçen bir gün oldu benim için.Ama olsun :)

Kitabım için en kısa zamanda okuyup bitireceğim diyemeyeceğim çünkü sanırım okuyup bitirecek değil sık sık okunacak bir kitap :)
Kitabım,kitabımı okurken içeceğim çay fincanım ve Dodık'ın tokası için Mehtap'a çok teşekkürler.
KIzlar sizinle tanışmak çok keyifliydi.

18 Şubat 2009 Çarşamba

Başbaşa


Sevgili Zuzuların annesi Banu 30lu yaşlarda dostluk halleri hakkında yazmamı istemiş.Öyle güzel ki konu teşekkür ederim :)


On sekiz yaşına girdiğim günlerde hep aklımdan hayatımın nasıl da değişeceği, nasıl da özgür ve bağımsız olabileceğim gibi gerçekle uzaktan yakından alakasız düşünceler geçerdi ve heyecanlanırdım.

Geçen Mayıs 30 olurken ise mutluydum. Çok mutlu.
Sanırım 30’lu yaşlar biraz özel. Özellikle bir kadın için. Hem gençliğin verdiği o havai durumlar minimuma inmişken ve hayatta bazı şeyler netleşmiş, tam da oturmuş iken kafanızda, hala 20’ li yaşların fiziksel gençlik hallerinden de esintiler taşıyorsunuz üstünüzde.

30’lu yaşlarda arkadaşlık hallerine gelince ise, sanırım bu yaşta artık elemiş , netleştirmiş oluyorsunuz kendinize ait bazı şeyleri.Hayata bakışınız ,olaylara verdiğiniz tepkiler,ilişkilerde aradıklarınız her şey daha bir yerli yerinde oluyor.Bu yüzdende sanırım ilkokul ,ortaokul, lise yıllarındaki gibi olmuyor arkadaşlık dostluk anlayışınız.O yıllarda belki de sıra arkadaşınız iken en yakın dostunuz,bu yıllarda oda arkadaşınızla neyi konuşup neyi konuşamayacağınızın ayrımını yapabiliyorsunuz.Ya da küçükken çok sevdiğiniz bir arkadaşınız uzaklara gittiğinde sadece özlemekle ve bir süre sonra unutmakla yetinirken ,eğer gerçekten önemliyse uzakta olan, özleyip, arayıp, soruyorsunuz.Değer bilir oluyorsunuz belki de.
Dostluk arkadaşlık gibi bir şey değil bence de.Hem daha zor,hem daha kolay ….
Daha zor çünkü kabul istiyor, tartışmamak demiyorum ama yargılamama istiyor, dürüst olmak,rol yapmamak istiyor,koşulsuz açmak istiyor kapıları, önemsemek istiyor ama zorlamasız içten,samimiyet istiyor, güven- sonsuz güven belki de kendinden çok güven istiyor..


*Ayna gibi karşılıklı çoğalıp giden,
Kimi zaman habersizce elinden tutan,
Gölge gibi adım adım peşinden koşan
Yalanını söylemeden gözünden bilen,
Düşeceğin tuzakları önceden gören,
Yalnızlığın ortasında yanında duran…
kişidir bence dost..

İşte bu yüzden kolaydır da aynı zamanda. Çünkü çoğu zaman konuşmanıza gerek kalmaz. Sadece bakmak ya da öylece durmak (uzakta ya da yakında) yeterlidir anlaşmak için. Kendinden bir şeyler gizlemene ya da rol yapmana gerek yoktur.Senin 3, 4, gözün, elin ayağındır.İkinci kalbindir, senden bağımsız atan ve ikinci beynindir, en az sende ki kadar seni düşünen.(ve elbette sende onun için)

Hangi yaşta olursan ol birlikte büyüdüğün kişidir bence dost.

Ve son bir şey “dost çok doğada çok nadir bulunan bir elementtir.” Bulursanız yapışın yakasına. Bırakmayın…


30'lu yaşlarımda gerçek bir dosta sahip olabilmiş olmanın mutluluğunu yaşıyorum gerçektende.Tek çocuk olan bana bunun Allah'ın bir lütfü olduğunu düşünüyorum.Bunun için minnettarım hemde.Şimdiye kadar dostum dediğim insanlardan ,gerçekleri görmeye başlayıp da ayılana dek, çok darbe almış biri olarak o kısa saçlı, uzun mavi paltolu kızı hayatıma soktuğu için Allah'a şükrediyorum.

Ve ben bu güzel konuyu 1995 den bu yana yukarda sözleri yazılı olan şarkıyı* birlikte dinlemeyi sevdiğim diğer yüreğime ,diğer beynime, kalbimde gizli saklı ne varsa bilen, belki de benden çok daha iyi bilen ve kızan söylenen ama asla yargılamadan sonsuz sevgiyle beni seven ve benim de onu çok sevdiğim dostuma
Dostluğa çok önem verdiğini konuşurken gözlerinden, yazarken cümlelerinden anladığım, ve gerçekten çok sevdiğim, sanki yıllardır bizimleymiş gibi hissettiğim Çınar'ıma paslıyorum.

Hadi kızlar hem öptüm hem sevdim sizi….

Buluşma

Acayip koşturmacalı başlayan bir gün de, patlayan su boruları,kurulmaya gelen cihazlar,temizlenen lablar arasından fırsat bulup 2 saat de olsa nefes aldım :)
Sevgili Mehtap ve tatlı Neva'nın annesi.Sizinle tanışmak çok keyifliydi.
Kitabımla ilgili yazımı fotoğraf makinem çalışır çalışmaz yazacağım.Kitap hediye etmek ve almak çok hoş ama bu organizasyonu en çok yeni arkadaşlıklar başlattığı için sevdim ben :)
Ayrıca Neva ve annesiyle balkona her çıktığımda el sallaşabilecek uzaklıkta olmak,Mehtap'la hep gittiğim bir yerde karşılaşabilecek olmak çok hoş tesadüflerdi :)
Dünya pek küçük hakikaten...
Güzel gündü vesselam.
Mehtap'a ayrıca organizasyon için teşekkürlerimi sunarken ,tekrar yapalım mı diyorum ben ;)

16 Şubat 2009 Pazartesi

Sobe-4 Şey


Sevgili Koza cım,

madem ki sobeledin bildiğin tüm cevapları bir de yazıp veriyorum eline :)


Yaptığım 4 İş : Önce sanki şimdiye kadar yaptığım işlerden dört tanesini yazacakmışım gibi geldi .Ama baktım CV gibi oldu vazgeçtim.Merak eden olursa sorsun onlarıda yazarım :)

@Annelik

@Uzmanlık

@Çeşit çeşit hobi(örgü,resim,incik-boncuk,kitap)Hiçbirini sürekli yapmam ama.Arada sırada aklıma hangisi eserse ona sararım.Sakin olurum geçer sonra...

@Blog yazmak,okumak.


Defalarca İzlemekten Sıkılmayacağım 4 Film: Sanırım daha önce Çınarcığımın aşk kitaplarını filme çevirip biraz bahsetmiştim.


@Selvi Boylum Al Yazmalım

@Yüzüklerin Efendisi (tüm seri)

@Komplo Teorisi

@Eski Türk Filmleri(ayrım yapamadım.Zira Şener Şen' lileri de seviyorum,Malkoçoğlunu da, Adile Naşite de bayılırım, Ayhan Işık'a da dolayısıyla o döneme ait tüm filmler olsun olurmu ???)



Yaşadığım 4 Yer: @ Ankara X 4


İzlediğim 4 Televizyon Programı: Hiç televizyon izleyemiyorum ki ne yazayım ben buraya.Hmmm du bakiyim...

@1 Kadın 1 Erkek

@ Bez Bebek (gülmeyin bak)

@ Selena(gülmeyin dedim ya)

@Rastladıkça Cnbc-e dizileri(artık gecenin bir vakti hangisi denk gelirse)


Tatil İçin Gittiğim 4 Yer:

@Yıllar ve yıllar boyunca "Erdek"

@Kaş (hastasıyım kendisinin)

@Belek (Kaş daha güzel)

@Karadeniz(Samsun'dan- Borçka'ya) (işte bu tatil Kaş tatiliyle kesin yarışır.Tavsiyemdir.Karadenize gidin)


En Sevdiğim 4 Yemek:

@Mantı

@Balık

@Bezelye

@Tarhana çorbası



Hemen Şimdi Olmak İstediğm 4 Yer:Aynı anda mı ??? :P

@Evde televizyonun karşısında çay eşliğinde olmak isterdim.

@Kedibeyi de alıp dışarı çıkıp karda azcık yürümek isterdim.

@Annemle, annemlerin mutfakta sofra hazırlıyor olmak isterdim.

@Kızımla sarılıp yatıp kitap okumak isterdim.


Bir Yağmur Damlası Olsaydım Düşmek İstediğim 4 Yer:

Düşündüm- taşındım ,bir yağmur damlası olsaydım eğer "toprağa" düşmek isterdim.Sadece toprağa.Topraktan içeri doğru süzülüp bir ağacın, bir çiçeğin ya da herhangi bir bitkinin köklerine ulaşmak isterdim.

Başka herhangi bir yere değil.

12 Şubat 2009 Perşembe

Atom (Kelime Oyunları-Önyargı)

" Önyargıları kırmak atomu parçalamaktan daha zordur" demiş çılgın bir fizikçi ;)
Nedir ki peki Önyargı da dünyanın zekasını en fazla kullanan ve birçok buluşa imza atarken bir çoğunada zemin hazırlayan bir bilim adamına bile bir rivayete göre bu sözü söyletir.
Önyargı kelime anlamıyla kısaca "peşin hüküm" olarak tanımlanabilir(birçok yerde farklı tanımlanıyor ama ben düşündüğümde bunu pek uygun buldum :) )
Peki hepimiz peşin hükümlümüyüz?
Bazen bazı durumlarda , bazen bazı kişilere , bazen bazı olaylara......
İç hesaplaşma yapmam gerekirse kendi adıma cevabım evet.
Bazen ilk kez gördüğüm bir insana ne soğuk-tatlı diyebiliyorken ,bazen daha önce hiç yapmadığım bir işe çok kolay - çok zor diyebiliyorum.
Bazen yeni bir olayın tamamını görmeden ,geriye çekilip tabloya bakmadan verebiliyorum kararımı.
Bazen de tam tersi nedir ne olacaktır görelim diyebiliyorum.
Peki nedir ki bunun ölçütü?
Ne zaman insan durur bekler insan ne zaman verir peşin peşin hükmünü?
Akıl duygu tartısı mıdır bu önüme koyduğum ? Ya da öğrenmek, bilmekle -olduğu gibi kabullenmek arasında gidip gelmek midir ??

Peki yokmudur yeryüzünde önyargısız insan?

Sanırım kendi soruma cevap vermek istersem ben yine vardır diyeceğim.

Çocuklar.

Yeryüzünde çocukların önyargıları yoktur.Herkes birdir,her olay yaşanmalı görülmeli ve öyle öğrenilmelidir,her iş yapılıp sonucuna bakılmalıdır.Elbet sevdikleri vardır ya da daha uzak buldukları.
Ama hiçbiri biz söylemezsek bir fareden korkmazlar,hiç biri biz söylemezsek başka bir futbol takımını tutana rakip gözüyle bakmazlar, hiç biri başka dine mensup bir başka çocukla kavga etmez dini yüzünden, ya da hiç biri tanımadığı bir çocuk için iyi ya da kötü hisler beslemez....
Çünkü genelleme yapmazlar.Yaşar, görür ve öğrenirler, iyi veya kötü...

Yaşarken öğrendiğimiz herbir genellemeye inat, önyargılarımız ortaya her çıktığında, şöyle bir geri çeklip bekleme ,öğrenme, düşünme,onları geldikleri yere geri gönderebilme dileğiyle.Elbet başta kendim, sonra sizler için....





11 Şubat 2009 Çarşamba

Aşk Ey Aşk

Arabamızı zar zor park edip ,soğuktan donmak üzereyken çeviriverdik kapının kolunu.
İçersi sıcaktı.Sıcak ,kalabalık,gürültülü ve sisli. Sağa sola bakındıktan sonra gördük aynı anda.
Orda arka tarafta bir masada oturmuşlar kaynatmaya başlamışlardı bile.
Bizi görünce karşılıklı bir sevinme oldu.Kimisi sitem etti "kimdiniz siz" diye.Haklılardı da aslında.Uzun zamandır boşlamıştık ama hayattan işte hastalık sökerlik derken kör topal yürüyüp bazı şeyleri bırakmıştık ya kenara."Bu sefer kaçırmayalım dedik" diye savunduk kendimizi.
Hepsiyle öpüşüp sarılırken ikisi farklıydı. Gözleri ışıl ışıl ,duruşları daha güzel ..... anlatamam ki hissediliyordu sadece.
Aklımdan dönüp hayırdır aşıkmısınız yafu bu ne güzellik demek geçsede sadece bu ne güzellikle yetinmeyi tercih ettim.
Zordu çünkü hayat onlar için.Oldukça zor.
Biri ümitlerle başladığı bir yolculukta hayatın ona verdiği bir çocukla yaşama tekrar tutunmuş .Diğeri ise fırtınalı ilişkilerin baş kahramanlarından olmuştu hep.
Hep güzellerdi aslında ama o akşam başka.
Upuzun bir masanın diğer ucuna yerleştik.Sohbet koyu herkes pürneşeydi.Ordan burdan eskiden yeniden çoluktan çocuktan konuşurken aktı gitti zaman.Bir veya iki defa yanyana gözgöze geldim her ikisiylede.
Karşılıklı göz kırpıp ,gülüşüp, kaldırdık ya kadehleri..... güzellerdi hem de çok.
Gecenin sonunda en delidolumuz kalktı ayağa ve dedi ki:"Böyle böyle,her ikisinede bol mutluluk ve bol şans dilerim....."
Doğruydu işte, kesinlikle doğruydu.Aşk insanı kesin güzelleştiriyordu....

resim Van Gogh

10 Şubat 2009 Salı

Çizgili Pijamalı Çocuk

Okuduktan sonra gözlerimden akan yaşlara engel olamadım ki....
Uzun süre kitap elimde uzunca düşünürken buldum kendimi.Bruno'yu onun o çocuk kalbini ,yaşadığı çocukca güzel arkadaşlığı ve hiç haketmediği kitabın sonunu.
Her ne kadar çocuk kitapları reyonundan bulmuş olsamda evet bu asla çocuklar için yazılmış bir kitap değil.Mutlaka ama mutlaka okunması gereken bir kitap ama.
Okuyun mümkünse lütfen okuyun....
Tavsiyesi için kitap kurduna teşekkürler....

9 Şubat 2009 Pazartesi

Yağmur

Tamda spora başlayacağım gün olmaz ki canım bu kadarda yağılmaz ki ,böylede esilmezki rüzgar duydunmu beniii!!!!

7 Şubat 2009 Cumartesi

Şükür

Hastalıktan geriye kalan iştahsızlığı saymazsak eğer şükürler olsun gözümüz açıldı.Çenemiz düştü bile.
Bu hastalıkta hiç birşeye doğru düzgün konsantre olamadım doğrusu.Aşağıya yorum bırakan ve geçmiş olsun diyen herkese, tek tek ,çok kocaman sevgilerimi ve teşekkürlerimi yolluyorum.Destek görmek çok güzel :)
En heyecanla beklediğim Serab'ın ve Evvel zaman içinde'nin organizasyonu olan kitap hediyeleşmesinin heyecanını bile tam olarak yaşayamadım.
Sevgili Kitap kurdu, hediyen bugün yola çıkı.Benim okuduğumda çok etkilendiğim üzerinde uzun süre düşündüğüm bir kitapdı.Daha evvel okumamış olmanı umuyorum.
Sevgili Mehtap mailini bekliyorum.Aynı şehirde olmanın avantajını kullanmak isterim doğrusu :)
Şimdilik bu kadar.Biriken çamaşırları yıkayıp iştahsızlık problemini ortadan kaldıracak yiyecekler hazırlamak durumundayım.
Tekrar destekleriniz için teşekkür ederim...
Görüşmek üzere

5 Şubat 2009 Perşembe

Sonuç

İki günlük hastane ,vücutta aşırı su kaybı ve iki şişe serum,bogazda şişme,orta kulakta iltihap başlangıcı,dört antibiyotik iğnesi,üç şişe ilaç........
Annaneye teslimat ve işe dönüş.....
İşler birikmiş toparlayım herkese misafirliğe gideceğim inşallah.
Olsun napalım buna da şükür....

3 Şubat 2009 Salı

Kararsız-Fotoğrafın Dili



Hayat işte....

An be an yaşanıyor ve bitiyor.

Dur desen bir an, durur mu zaman?

Kal desen, kalır mı giden...?

Bir başkası olsa bırakan ...belki bir ihtimal

Peki ya senden bir parçaysa bırakıp giden.

Önce istersen gitmesini.Karar verirsen.Git dersen.

Sonra yine, bakakalmışken ardından , "dur" desen "dur gitme."

Yılgınsa, bıkkınsa ,yorgunsa

Durur mu?

Hangisi ağır basar.

Yaz mı?

Kış güneşi mi....?

Öykü atölyesi Fotoğrafın dili-12.Çalışma

Gitti

beta geldi Rota of Allahım offffff