24 Ocak 2012 Salı

Duvara Toslamak


Takip ettiğim blogların bir kısmı anne-çocuk bogları.Bunların bir kısmının da Doğa ile yaşıt çocukları var.Hepsine de bayılıyorum.Hele sürekli güncellenenler süper.Yeni okul maceraları yaşanan sıkıntılar, komiklikler.Madem yazıyoruz bende okula başlayan ailelerin yaşadıklarını(çocukların değil ama,anne&babaların)kendi gözümden ve başımdan geçenlerle anlatmak isterim.
Okul heyecanı bir kere nedense anne babada ve hatta dedelerde ananne& babannelerde çocuktan çok daha fazla yaşanıyor.Çünkü sanırım çocuklar kreşten hazır oluyorlar okul hayatına.Okul başlamadan başlıyor önlük alalım(sanırım mavi önlük giyen de bir tek bizim okul kaldı koca Ankarada,bizim sokaktaki okulda bile forma giyiniyorlar) (gerçi önlük en temiziymiş.Alıyorsun 2 tane biri kirlenince diğerini giyiniyor.Yıkadın mı ütülenecek 1 parçan var ohhh pek rahat) Neyse tek derdimiz ütü olsun....
Nerde kalmıştık??..Evet telaşlar ...Çanta mesela bizde en büyük problem oldu.Doğa hanım hayallerinin çantasını!! bulana dek ananne ve dedesini bayaa gezdirdi.(ama suç onlarda illa içine sinsin derseniz olacağı bu)(ahh ananne ve dedeler parmakta oynatılıyorsnuz haberiniz olsun) neyse yine dediğim gibi tek derdimiz çanta bulmak olsun :)
Kırtasiye ihtiyacımız taaaa İstanbullardan nerdeyse bir valiz dolusu geldi :) Halamız biraz abartmış sanırım :) (ama kurşun kalemler bitti desem...hergün bir kalem kaybolursa 3 ayda dur bir hesaplayalım :) )
Okul günü geldi çattı.Bizim okulda, hangi öğretmenin sınıfında olacağınızı okulun ilk günü bahçede öğreniyorsunuz.(Torpil işleri olmasın diye sanırım???? ?)(ama olmuyormu ....olmuyor diyorlar neyse inandık)
Öğretmenimiz belli olunca sınıfımıza gittik.
Bir de baktık ki sınıftaki veliler iki grup halinde.Kimisi çok mutlu kimisi çok mutsuz.
Mutlu olanlar zaten bu öğretmeni isteyip de denk(!) gelenler.Mutsuzlarda tam tersi.Öğretmenimiz geldi.Orta yaşın hafif üstü.32 yıllık tecrübeli belli ki otoriter bir öğretmen...ve macera başladı
Sürekli diyorum ya derdimiz bu olsun derdimiz bu olsun yeter diye....Derdimiz şu...Öğretmenimiz gerçekten çok başarılı bir eğitimci.Bu konuda ne ben hakkını yerim ne de hakkını yediririm.Ama tam sisteme göre yani bu işin çok çalışmaktan ama gerçekten ÇOK çalışmaktan geçtiğini ve çocukların bizlerden daha kolay yüksek tempoya alışabileceklerinden yana.(Bir bildiği var sanırım ki okulun en popüler öğretmeni yani koca dönem bitti hala bizim sınıfa geçmek için okul yolu arşınlayan veliler var.)
Şimdi hal böyle olunca halilen derste çok oluyor.
Bir kere en büyük sorun şu oldu benim için,özellikle başlarda.Kimi arkadaşlarım dediler ki ders çalışırken yanında durma, nasıl alışırsa hep öyle gider.Ama şimdi düşünüyorum 1.sınfa giden bir çocuk daha evvel hiçbir şey öğrenmemişse(Doğa sadece adını yazabiliyordu) kendi başına nasıl ders çalışsın.Elbette eşlik etmek gerekiyor.Daha sonra öğrendim ki 2.sınıf bu iş için idealmiş.2.sınıfa alışkanlıklar yılı deniliyormuş ve çocuk bu yılda nasıl çalışırsa ömrünün sonuna dek o şekilde götürüyormuş çalışma işini.İçim rahatladı vallahi.
Sonra gelelim ders çalışmaya.Eskiden biz çizgi çubukla başlardık bunlar direkt e-l-a diye başlıyorlar.
Az sinir olmadım Ela-Talat ve Lale'ye(sen sinir oluyor olabilirsin ama onlar birbirini çok seviyorlar bak hep kola kola el eleler demişti bir arkadaşım:) )
Yazmaya geçince en büyük sorunu küçük "e" harfinde yaşadık biz.Hep küçük "l" gibi oldu ya da fiyonk :).Tabii bir başka sorunda bileklerin ağrıması.Buna çözümü oyun hamuru ile buldu öğretmenimiz.Hergün 1-2 saat oyun hamuru ile oynadılar okulda.Hem oyun oynamış hem de kollarını güçlendirmiş oldular.
Okumada ise 2 ayrı sorunumuz vardı hep
1) Tersten okuma ki, bazen hala yapıyor
2)Harf unutma. Saatlerce le le le yazıp oku bakalım dediğimizde "la" dediği ve ya "biz bu harfi görmedik ki" dediği zamanlarda anne baba olarak insan kendini çok çaresiz hissediyor.Şimdi kızsanız olmuyor zaten yeni yeni öğrenmeye başlamış çekiniyor,kızmasanız kamera şakası gibi uğraştığınız hiçbir şeyi anlamamış...Okuyoruz ama heheytt ne zorluklardan geçtik geldik bu günlere :))
Birde diğer veliler durumu var ki bu en kötüsü.Şimdi siz eğer böyle bizim sınıf gibi koşarak ilerleyen bir sınıfta" elinden geleni yapıyor işte çocuk daha ne yapsın" diyen bir veli iseniz arada bir komplekse girmeniz, anne babalığınızdan şüphe etmeniz normal.Çünkü sistem böyle ve siz sisteme terssiniz.Şimdi 7 yaşındaki çocuğu her öğlen arası ders çalışırmaya gelen veliler var.O çocuk tenefüse çıksa daha iyi olur diye düşünürken bir yandan da acaba ben alakasız bir annemiyim diye düşünüyorum zaman zaman.Biz bize verilen ödev(okuma ve dikte)dışında gün içnde 1-2 sayfa matematik yapıyoruz hepi topu,zaten daha fazlasını nasıl yapacağız???Ama sınıfta öyle çocuklar, veliler var ki 300küsür sayfalık matematik kitabını bitirmişler.Bunların onlara normal gelmesi bana anormal gelmesi, onların bunu yapıyor olması,bizimse yapılabilir bulmamamız aramızda ciddi frekans farkı olduğunu gösteriyor.
Ben bir anne olarak elbette çocuğum başarılı olsun iyi yerlere gelsin isterim.Ama mutlu da olsun isterim.Mutlu olursa başarılı da olur.Severse başarır.
Allaha şükür ne okumakla ne de yazmakla ilgili sorunumuz yok,matematiği severek yapıyor,yanlış yapıyor doğrusunu öğreniyor napalım.Ya bir de hiç yapmak istemeseydi(bir de öyle bir grup var çünkü)
Ama kreşe götürüp eve geldikten sonra yaşananlardan sonra, okula gidip gelip evde yaşananlara bakınca insan gerçekten duvara çarpmış gibi oluyor.
İlkokula başlamak zormuş....1.sınıf meşakatliymiş.Klasik bu sözlerin doğruluğu tartışılmazmış.
Çocukları kreşe gidenler bugünlerinizin kıymetini bilin eve gelince bol bol oynayın gülün çocğunuzla :)

4 yorum:

cinar dedi ki...

ya hep kötü şeyler anlatıyorsunuz olmaz ki... biz şimdiden zorlanıyoruz küçük adamla. allahım büyüyünce işler iyice sarpa mı sarıyor? :( neyse sağlık olsun diyelim yine de. o kalem defter tutan parmaklarınızı yerim ben Dodik hanım. büyümüş de okullara başlamış, yazmayı öğrenmiş küçük hanım :)

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Daha çok başındasın Tabiat Anam,
okula giden çocuğun varsa öğretmen ne ki!!!
velilerle uğraşacaksın.
Bunları kızımda dolayısiyle bizde yaşadık ve halen yaşıyoruz. Anlamadığımız bu çocuklara yani kendi çocuklarına ne kasıtları var???
Senin benim gibi düşünenlerin değilmiş zaman. Zaman yarış zamanıymış, yapamadıklarını çocuklara yağtırma zamanıymış.
Ve hatta Prensesim 3.sınıfta olmasına rağmen halen rakip görüyorlar veliler çocuklarına. çocuklar değil veliler!!!
yarış çocuğu değil mutlu çocuk olsun çocuklarımız daha başarılı olacaklarına eminim.

Tabiat Ana dedi ki...

çınarım korkma yafu :))
ama gerçek şu ki giderek zorlaşıyor ama olsun değmez mi:)
Dodikte bende öperiz sizi :)

Tabiat Ana dedi ki...

Nur ablacım gerçektende öyle veliler delirmiş gibi okullar kapanmadan bir çocuk geldi bizim sınıfa misafir öğrenci olacakmış.Çocuk daha 5 yaşında kreşten gelmiş okuma yazma biliyor.Bizimkiler çıkartma işlemine yeni geçtier çocuk takır takır yapıyor.Bir de yeni moda şu sanırım "biz birşey öğretmedik kendi okudu yazdı öğrendi".Bizde öğretmedik vallahi de bir tek adını yazıyordu bizimki ama o kadar akıllı değilmi yani.Yok yok acayip hırs var büyüklerde çocuklar gerçekten arada kaynıyor.