
Tatil!!!!!Yaşasın! yupii ve hurra.... ;)
Yakında görüşürüz.Hepinize sevgiler....
Keşke gidebilseydim ve yine keşke seyredebilseydim onu bir kez daha sahnede.
Tek çocuk olarak büyüyen ben, 6 yaşından beri yaprak dolması saran ,sabah kalkıp , "dur bu sabah kahvaltıda bir değişiklik olsun" diye su böreği açan, eline aldığı her işi en kısa sürede bitiren,yerinde duramayan ve her " anne gel azcık oturalım" dediğimde dur şunuda yapayım geliyorum diyen atom karınca bir anneye sahibim.Dolayısıyla ,evlenmeden evvel ne kendi başıma bir yemek yapmışlığım ne kendi aklıma gelip ev süpürmüşlüğüm vardır.(Yazının bu kısmında utanıyorum, beni örnek almayın, kötü örnek örnek değildir)
Christine oğluyla birlikte yaşayan yalnız bir annedir.Bir hafta sonu aniden işten çağrılır ve istemeyerekde olsa oğlunu evde yalnız bırakarak işe gider.Döndüğünde oğlu yoktur.Hemen polisi arar ancak polis 24 saat geçmeden çocuk kaybolması vakalarıyla ilgilenmediklerini söyler.Heryeri arar ama oğlunu bulamaz.
Christine şaşırmış durumdadır.Önce kendinden şüphe eder.Ancak çocuk polislerin ve kendisininde iddia ettiği gibi oğlu olamayacağı aslında oldukça açıktır.
Ancak ne çocuk ne de polis teşkilatı ortada bir hata olduğunu kabul etmektedir.Bu durumda Christine yapacak tek şey kalır.Araması durdurulan oğlu için mücadeleye devam etmek.Bu konuda kendine destek olanlarla birlikte elbette.
Ancak bu kolay olmayacaktır.Çünkü karşısında dilediği gibi davranmaya alışmış,kuralsız kanunsuz bir teşkilat vardır.Ve Christie erkek egemen bir dünyada cesurca yılmadan savaşına devam eden bir kadındır, bir annedir.
