Bu sabah canım servise yetişmek için koşmak istemedi.İtiraf ediyorum bunda havanın da payı var.Ben yağmurlu günlerde arabada müzik dinlemeyi seviyorum napayım:)
Eşimin sen kullanırmısın sorusuna cevaben "yok" dedim. "Bu gün kullanmak istemiyor canım".Sağa sola bakmak radyo kanalları arasında gezinmek daha cazip geldi.
Yollar birazda yağmur nedeniyle hafif kalabalıktı.Daha mesai kalabalığı başlamamıştı.(Sabahın köründe çıkmıştık yani)
Bilkent köprüsüne 500metre falan kala aniden trafik durdu.Tamam dedik garanti kaza var yoksa birden bire böyle insanlar ne yapacaklarını bilmez şekilde sağa sola savrulmaz.Ve birden bire trafik durmaz.Sağdan soldan bulduğumuz aralıklardan geçerken gördüğümüz manzara şu oldu.
En sağ şeritteki gri arabalı bayan Bilkent köprüsüne dönmeye karar vermiş ama dönüşe 3-4 metre kala vermiş galiba bu kararı çünkü sağ şeritte neredeyse durur hızda sağ sinyali yanıp sönerek bekliyordu.Tabi arkasından gelen arabalar sürekli sağa kırmak zorunda kaldıkları için ve sağda da zaten yeterince çok ve hızlı gelen araba olduğundan bir türlü başaramıyordu.(acaba ne yaptı??Aman boşveeer:) )
Neyse o kalabalığı geçtikten sonra önümüz bir açıldıki sormayın:)
Büyük mutluluk.
Bizim köprüye gelince otostop çeken çocukları gördük.Ben pek üzülürüm onlara zamanında bizimde oralarda o soğuklarda çooook beklemişliğimiz vardır.Hiç sevmem boş geçmeyi.Durduk.Ayol her zaman yolun ortasına atlayan arabayı durdurmaya çalışan çocuklardan pek rağbet görmedik.1 tanesi hariç gelip kimse binmedi."Bizi beğenmediler "dedim.Kedi güldü.Belkide romantik romantik beklemek istemişlerdir diye düşündüm sonra:))
Neyse öyle böyle geldik işte.
Bu arada aslında başka bişey yazmak için başlamıştım bu çıktı. ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder