25 Aralık 2007 Salı

ŞANSLI

İş arkadaşlarınızı severmisiniz??


(: O


Dikkatli cevap verin çünkü gerçekten verdiğiniz cevaba göre hayatınızın önemli bir kısmı hakkında değerlendirme yapmış olacaksınız.


Gündelik yaşantımızın uzun ve önemli bir bölümünü onlarla geçiriyoruz,ailemizden çok görüyoruz onları ve çoğu zaman ailemizle paylaşmaya vaktimizin olamadığı şeyleri onlarla paylaşıyoruz.


Zordur uygun kimyayı yakalamak çalışırken.Çünkü iş öyle bişeydir ki insanlar çalışırken değişir.Kimi pek bir uysal, olur kimi daha bir hırslı.Normal hayatta belkide iyi arkadaşınız olan biri iş hayatında anlaşamayacağınız biri olabilir(yanılıyor olabilirim yanlışsam düzeltin lütfen).Ama iş hayatında iyi arkadaş olabildiğiniz birisiyle gündelik hayatta da iyi arkadaş olma şansınız çok yüksektir bence.

Aslında önemli olan sevmek değildir öncelikle belkide.Saygı duymak ve gerektiği gibi davranmak sevmeyide getirir beraberinde.

Ama karşılıklı olanı...

Eğer siz saygısızca davranmıyorsanız kimseye birilerinin kalkıp size öyle davranmasını kabul edemezsiniz.Ya da siz yükleniyorsanız sorumlulukların büyük kısmını istersiniz ki sizinle beraber olması gerekenlerde iyi/ kötü her zaman sizinle beraber paylaşsınlar sonuçları. İyi olduğunda ön saflarda yer alıp kötü olduğunda köşe bucak kaçmasınlar. Ya da siz paylaşıyorsanız bildiklerinizi kaprissizce "biliyorum ama meşgulüm,biliyorum ama şimdi olmaz"ı duymak istemezsiniz.

Zor iştir iş hayatı ve iş arkadaşları. Ama uygun kimyayı yakaladınmı, korkusuzca sırtını dönebildin mi arkadaşına veya dönebildimi arkadaşın sana kafan rahat olur,mutlu olursun ve hepsinden önemlisi ŞANSLI olursun



4 yorum:

CHROMA dedi ki...

ben galiba iş hayatında "hırslı" olanlar sınıfına giriyorum :)
Prensib olarak, iş arkadaşlarımla özel hayatımda fazla görüşmemeyi tercih ediyorum zira zamanın ne getireceği, karşıdaki kişi ile işyerinde çıkarlarınız çatışınca neler olabileceğini tahayyül etmek zor. "Saygı" sınırlarının aşılmaması açısından bu çok önemli bence. Hele ki özel sektörde durum çirkin boyutlara ulaşabiliyor. Üniversitede koşullar biraz daha farklı tabi. Eşim üniversitede çalışıyor ve haftanın en az 3 günü bölümden arkadaşlarıyla beraberiz. Galiba o konuda da "şanslı" kategorisine giriyoruz.

Beraber çalıştığımız insanları (kendi işyerimiz değilse) malesef kendimiz belirleyemiyoruz. Bir şekilde o insanlar etrafımızda bitiveriyorlar. Çok şükür ki, işyerimde iyi bir ekiple çalışıyorum. Saha da her ne kadar iyi anlaşsak da, hayata bakışlarımız, yetişme şartlarımız, dünya görüşlerimiz çok farklı. Velhasıl kelam, dışarda görüşmeme (en azından içli dışlı olmama) prensibimden şimdiye kadar hiç pişman olmadım.
:)

Sem dedi ki...

Sevgili Tabiat Ana, nerden çıktı böyle bir yazı merak ettim doğrusu:) Gerçekten de önemlidir bu. O kadar önemlidir ki, evimizdekilerle ve arkadaşlarımızla geçirdiğimizden çok vakit geçiririz onlarla. Çalıştığım işyerlerini bir düşünüyorum da hepsinde değişik bir kültür hakim olduğunu ve kültürüne yakın hissetmediğim şirketlerdeki kişilerle pek yakın ilişkiler kuramadığımı, bu yüzden de oralarda fazla kalmadığımı düşünüyorum. Kafama yatkın insanların bulunduğu yerlerde onlarla dostça ama mesafeli bir ilişki kurduğumda hep daha mutlu olmuşumdur ve işin verdiği doyum hep daha fazla olmuştur. Şu anki işimde, akşam iş çıkışı bir meslektaşımla yolun yarısını beraber gidiyoruz ve bu benim kitap okuyamadığım bir süre olmasına rağmen gene de başka paylaşımlar verdiği için keyif veriyor. Yani imkanımız varsa kafamıza uygun insanların olduğu yerlerde çalışalım diyorum:))

Sevgiler

Tabiat Ana dedi ki...

Sevgili Chroma,
öncelikle hoşgeldin.
İş hayatında az biraz hırs elbette iyidir sadece başkalarını ezmek, hırsın insanın gözünü kör etmesi kötüdür bence.Başarılı olmak için birazcık hırsa her insan elbette ihtiyaç duyar.
Özel sektör bu konuda bence en kötü ortamlardan biri.İnsanlar varolabilmek için sürekli birilerinin sırtına basıyormuş gibi geliyor bana özel sektörde.
Aslına bakarsan ben akademik ortamında giderek bozulduğu yönünde fikirlere sahibim.Neden diyecek olursan insanlar yine sırf kadro,ilerleme gibi nedenlerden dolayı son derece güvensiz bir ortam yaratmışlar kendilerine.
Elbette her çalışanın bir birini sevmesini yada can ciğer kuzu sarması olmasını beklemek hayalperestlik olur.Ama ben şuna canı gönülden katılıyorum ki saygıyı kaybetmediğin ve insanların hakkını gasp etmediğin sürece (ve elbette tam terside olmalı) her türlü sorunun hakkından gelinebilir bir iş yerinde.Malesef günümüzde bunu yakalamanın zor olduğunu anlatmak istedim sadece

Öykücü dedi ki...

Sen iş arkadaşlarını seviyor musun peki:)