7 Ocak 2008 Pazartesi

Hayal kırıklığı ve hayranlık

Kim Ki Duk...ve Boş Ev...

Allahım tavsiye üzerine alınan ve izlenen bir ödüllü film bu kadar mı sıkar insanı.
Ne yalan söyleyeyim büyük ümitlerle başladım filme hatta konusuda başta çok ilginç gelmişti ama filmde o kadar az konuşma var ve müzikler o kadar sakinleştirici ki bir süre sonra gözlerimin ağır ağır kapanmasına engel olamadım.
Konu kısaca şöyle:Efenim bir tane evsiz genç kardeşimiz hergün sabahtan evlerin kapılarına tanıtım ilanları asıyor ve ilanın alınmadığı evlerin boş olduğunu anlayıp geceyi sanki kendi eviymişcesine orada geçiriyor.Bulaşık yıkıyor, evleri temizliyor ve yemek yapıyor gibi. Eve birileri gelincede hatıra fotoğrafını çekip kimselere görünmeden çıkıp başka ev arayışına giriyor.Sonra yine boş sanıp girdiği evlerden birinde rastladığı ve kocası tarafından şiddet gören genç bir bayanda katılıyor onun bu garip yaşantısına.Birbirlerine aşık olup tanımadıkları insanların evlerinde yaşamlarına devam ediyorlar.Sonra efenim kadının kocası bunları buluyor ve genç delikanlının hapis günleri başlıyor.Hapiste öylesine içsel bir yolculuk yapıyor ki aslolanın beden değil ruh olduğunu çözüyor ve film tam da orada bitiyor.Valla bu kadar sıkıntılı eleştiriden sonra izlemek isterseniz Yay ve Masum kız da bu filmin üçlemesi bilgi olarak vereyim dedim...

Süpper bir film Mr.Brooks...

Boş ev faciasından sonra kendime gelebilmek için yine tavsiye üzerine aldığım bir başka film Mr.Brooks.Film bittiğimde düşen çenemi kapatırken içimden şu geçmişti "vay be gerçekten eğlenceli"
Yok yok öyle psikopat katil falan değilim.Öyle öldürmekten zevk alacağımıda sanmam.Sadece filmin kurgusuna özelliklede sonunun o şekilde bitmesine bayıldım..
Filmin konusu kısaca şöyle:
Mr.Brooks yılın adamı seçilen bir fabrikatör.(Kutu fabrikası vardı galiba).Evli,zengin,mutlu ama içinden gelen ses ona öldürmesini söylüyor ve oda arkasında yıllardır tek delil bırakmadan parmak katili olarak öldürüyor.Süper teknolojik çalışma odasında her türlü imkanı var.Bi de tabi peşinde çok akıllı bir dedektif var ki Mr.Brooks ona ve zekasına hayran...
Film hakkında bu kadar ama Mr.Brooks ve iç sesinin arabadaki konuşmaları ve esprileri o kadar eğlenceli ki garip ama konu öldürmek olsada muhabbetleri ve tarzları insanın hoşuna gidiyor.

6 yorum:

Adsız dedi ki...

İlk filmi ben de alsam mı alamsam mı diye düşünmüştüm.İyi ki almamışım:)

Gelelim yorum yönetimine:

Kontrol pannelinde "ayarlar"ı tıkla.

Açılan bölümün üstüne bak.Temel,yayımlanıyor,biçimleniyorfalan yazıyor orada "yorumlar"ı tıkla.

Orda ayorum yönetimini etkinleştir diye bir bölüm var.Evet kutucuğuna nokta koy.

Tamamdır:)

Sevgiler...

öykücü

Sem dedi ki...

Kötü film, iyi film yaparak dengelemişsin olayı:)) Londra'da yaşadığım ilk yıllarda 'squatting' diye bir şey vardı onu hatırlattı bana beğenmediğin film. Genelde öğrenci ve yabancıların yaptığı bir şeydi, boş evleri bulup, bir şekilde içeri girip, evin yapmak. Oldukça da yaygındı, öğrencilerin eve zarar verdiği anların dışında yararlı bir kurum gibiydi, en azından değerlendirmiş oluyordu boş evleri! Squatçıların da belirli kanuni hakları bile doğmuştu zaman içinde. Sonra Thatcher yasaları değiştirdi 'squatting' diye bir şey kalmadı.

Sevgiler

Derin Sularda dedi ki...

Bak bende ikinci filmi merak ettim ilk fırsatta izleyeyim. Yazdıklarından anladığım bende birinci filmi beğenmezdim heralde:)

Tabiat Ana dedi ki...

Sevgili Öykücü,
teşekkür ederim yaptım galiba...

Tabiat Ana dedi ki...

Sevgili sem,
aslında dediğim gibi bana başta filmin konusu çok ilginç gelmişti ama sonra aldı gitti başka mevzuular ve tek kelime bile edilmeyince tüm filmde çok sıkıldım.
Hani boş evlere girip yaşayan biri olsan aslında gerçekten faydalı gibi.Zaten boş ben bari kalayım diyor insan ama benim evimde böyle kalındığını düşününce pekde hoş gelmiyor bana.
Bencilmiyim acaba??

Tabiat Ana dedi ki...

Sevgili yıldız yağmurları,
izlemeyen herkese gerçekten tavsiye ederim.Ben çok keyif alarak izledim.